Bölge Barolarından DEM Parti’ye “Barış Süreci” Dosyası
Ziyarete katılan baro başkanları:
Adıyaman Barosu: Bilal Doğan
Ağrı Barosu: Serdar Günakın
Batman Barosu: Abdulhamit Çakan
Bingöl Barosu: Yusuf Ketenalp
Bitlis Barosu: Gülhan Bayram Sekmen
Tunceli Barosu: Doğukan Kudat
Diyarbakır Barosu: Abdülkadir Güleç
Hakkari Barosu: Ergün Canan
Iğdır Barosu: Ahmet Tutulmaz
Kars Barosu: Nejat Yağcı
Muş Barosu: Kadir Karaçelik
Siirt Barosu: Muhammed Alptekin
Şanlıurfa Barosu: Abdullah Öncel
Şırnak Barosu: Abdullah Fındık
Van Barosu: Sinan Özaraz
Bu buluşmada, baro başkanları Türkiye’de barış sürecine yönelik gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve çözüm için her türlü yapıcı katkıya hazır olduklarını ifade ettiler.
Ziyarette, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile bazı milletvekilleri de yer aldı.
Bakırhan: “Bu süreci barışla taçlandırmayan kaybeder”
Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, baro başkanlarının sürece katkısını kıymetli bulduklarını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu süreç, 50 yıllık savaş ve çatışmanın sonlandırılması, Kürt meselesinin müzakere ve demokrasi yoluyla çözülmesi sürecidir. Bu süreci barışla taçlandırmayan kim olursa olsun kaybeder. Hem Ortadoğu’daki gelişmeler hem Türkiye’deki siyasi tablo bizi bu çözüme zorluyor. Demokratik olmayan bir ülkede yaşanan her kriz doğrudan hukuku ilgilendirir ve en çok da hukukçular zorlanır.”
Bakırhan, baro başkanlarının sunduğu raporları çalışmalarında dikkate alacaklarını belirterek, bu katkının örnek teşkil ettiğini vurguladı:
“Kürt halkı bu sürece inanıyor. Türkiye’nin dört bir yanında halk toplantıları düzenliyoruz. Bahçeli’nin çıkışı, Sayın Öcalan’ın ezber bozan çağrısı ve örgütün bu çağrıya olumlu yaklaşımı bizi umutlandırdı.”
“Kürt’ü kardeş gören bir yaklaşım egemen kılınmalı”
Bakırhan, sürece dair daha geniş bir toplumsal mutabakatın sağlanması için meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin de dahil olması gerektiğini ifade etti. Şöyle konuştu: “Kürt’ü kardeş gören, eşit yurttaşlık temelinde demokratik bir yaklaşımın egemen olması gerekiyor. Eğer bu süreç yürürse, Türkiye hem demokratikleşecek hem de bölgesel yangınlardan uzak kalacaktır.”