Savaş dediğimiz şeyin literatürel tanımı şudur: en az iki ülke, iki grup veya iki topluluk arasında geçen topyekûn bir mücadeledir. Savaş dediğimiz olayda en az iki kesim olmalıdır. Bunlar arasında topyekûn bir mücadele olmalıdır. Bunun yanında savaş yapan grupların cepheleri bellidir. Sınırları ise kontrol ettikleri alan ile çizilmiştir.
Terör faaliyetinde ise topyekûn bir mücadele söz konusu değildir. Herhangi bir cephe olayı yoktur. Sınırlar ise belli değildir. Ansızın ve haince saldırılar vardır. Belli bir plan ve programı yoktur. Terör örgütlerini kendi çıkar amaçları için destekleyen, mutlaka bir ya da birden fazla ülke vardır. Daha çok bu ülkelerin maşası olarak eylemler gerçekleştirirler.
Bugün Türkiye'de gerçekleştirilen eylemlerin tamamı, terör eylemleridir. Ortada ne topyekûn bir mücadele, ne bir cephe, ne de sınırları çizilmiş herhangi bir alan söz konusu değildir. Eylemlerin tamamı haince, kalleşçe ve rastgele yapılmaktadır. Bugün ülkemiz dahil, birçok ülkenin terör listesinde yer alan IŞİD terör örgütünün dahi, bir mevzi ve alanı vardır. Hal böyle iken, bugün bazı kesimlerin çıkıp 'Barış istiyoruz' , 'Savaş durmalıdır ' sloganları atmaları tamamen art niyet ürünüdür. Bu söylem, PKK terör örgütünü meşrulaştırma amacı taşımaktadır. Burada bilinçli bir kara propaganda yürütülmektedir. Birçok mecrada dillendirilerek algı operasyonu oluşturulmaya çalışılmaktadır. Çünkü ortada ne bir 'Savaş ' var, ne de 'Barış'yapılacak bir durum var. Ülkemizde 30 yıldır devam eden bir terör eylemi var ve buna karşılık Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürütmüş olduğu kahramanca bir mücadele söz konusudur. Burada olsa olsa terör eylemlerini sonlandırma durumu olur.
Barış ve savaş kelimelerini dillerine dolayanlara soruyorum. Barış için bir savaş, bir savaş için de karşılıklı devam eden bir mücadele gerekmez mi? Adam gah gelmiş yola mayın döşemiş, gah gelmiş ansızın karakolu ateş altına almış. Benimle göğüs göğüse bir mücadeleye girmemiş.
Sınırları belli olmayan bu eylemlerin zararını daha çok o bölgede bulunan halk çekmiştir. Savaşta belli bir hedef, belli bir ahlak olmasına karşı, terör eyleminde hedef belli olmadığı için bazen çocuklara saldırı yapılmış, bazen din görevlilerine saldırı yapılmış, bazen de yaralı taşıyan ambulanslara saldırı yapılmıştır. Halbuki hiçbir savaşta çocuklara, yaşlılara, yaralılara ve din görevlilerine dokunulmaz.
Barış gibi masumane bir kelime, kasıtlı bir şekilde kullanılmaktadır. Bugün bakıyorum çevremizde dahi farkında olmadan “bu savaş artık bitsin, barış olsun” diyen insanlar var. Bu oyuna gelmememiz lazım. Terör örgütünün talimatıyla dilendirilen bu söylemler, amacına ulaşmamalıdır. Bulunduğumuz ortamlarda bu hassasiyeti taşımalı ve hissettirmeliyiz. Aksi halde şehitlerimizin kemiklerini sızlatmış oluruz. Çünkü onlar, devam eden bir savaşta şehit olmadılar. Ateist, Leninist bir terör örgütünün haince ve kalleşçe saldırısında şehit düştüler. Zor olan ve zorumuza giden de bu zaten. Herhangi bir savaşta binlerce şehit vermemiz zorumuza gitmez. Fakat hain bir tuzak sonucu askerlerimizin şehit olması ağırımıza gidiyor.
Ortada bir savaş olmadığı için “Savaş bitmelidir” düşüncesinin altında aslında “terörle mücadele bitmelidir” düşüncesi vardır. Daha önce başkan yarısı Demirtaş’ın “karşılıklı olarak silahlar bırakılmalıdır” sözlerinin evrilmiş şeklidir. Ülkemizde terör olduğu müddetçe, terörle mücadele edecek kahramanlarda her zaman olacaktır.