Fatih POLAT

Tarih: 31.01.2015 18:06

Ağdaş Ebu Lehepler: Charlio Hebdo Ve Yerli Uzantısı

Facebook Twitter Linked-in

Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da! Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. Alevli ateşte yanacaktır. Tebbet süresi 1-3.

Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlerin bahsettiği şahıs  Ebu Leheb lakaplı abdul uzzadır. Bu kişi  peygamber efendimizin amcasıdır. Kabile anlayışının hakim olduğu bir zaman ve mekanda bile bu şahıs efendimize en büyük düşmanlığı yapanlar arasındadır.

Efendimize ve arkadaşlarına karşı yapılmış ve ayrıntılarını siyer kitaplarında görebileceğimiz bu düşmanlıklar sabır sınırlarını oldukça zorlayan hakaretler, aşağılamalar, boykotlar, işkenceler şeklinde devam etmiş ve ölüm vakalarına kadar varmıştır. Bu bahsettiklerimiz bizzat kendi kabilesi tarafından efendimize (davasına) karşı yapılan düşmanlıklardır.

Birde işin Yahudi boyutu var ki, en amansız düşmanları olarak bunları görmekteyiz. Bir evin damından üzerine kaya atarak öldürmek istemeleri, Hayber de zehirli et yedirmeleri, hendek savaşında arkadan saldırmaları, şiirleriyle hiciv etmeleri vb.

Efendimizin yaşadığı dönemde  yapılmış düşmanlıklardı bunlar. Aslında yapılan düşmanlıklar peygamberimizin şahsında davasına karşı yapılmış bir düşmanlıktır. Çünkü peygamberlik görevinden önceki dönemde hiçbir insanın efendimizin aleyhine bir söylem ve eylemi olmamıştır. Aksine her türlü övgüyle övülmüş ve güvenilir bir kişi olarak tanınmıştır.

Peki Efendimizden sonra bitti mi bu düşmanlıklar? Tabi ki hayır. Ondan hemen sonra da mirasına karşı (Kur’an ve sünnet) yapılmaya devam etti, hala da devam ediyor ve dünya döndükçe de devam edecek.

Şairin dediği gibi: “(Ebu Leheb öldü) diyorlar:  Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!”  Aslında şair’in dediği hakikatin tezahürüdür charlio hebdo dergisi ve cumhuriyet gazetesi. 21. Yüzyılda ebu cehilin, ebu lehebin açtığı yolda sağlam adımlarla yürüdüklerinin ispatıdır.  Ebu cehiller bu günleri görselerdi büyük bir memnuniyetle bu kişileri ve kurumlarnı tebrik ederlerdi. Alınlarından öper kendi yerlerine oturturlardı.

Peki Müslümanlar olarak, Muhammed ümmeti olarak, kutsallarına küfredilmiş, hakaretler edilmiş, karikatürize edilmiş insanlar olarak bizler ne yapmalıyız, bu manzara karşısında tavrımız ve duruşumuz ne olmalı?

Evvela şu hususun altını hemen çizelim: Müslümanlar böyle durumlarda duygusal ve münferit davranmamalı, islam’ın ve Müslümanların maslahatlarını hesaba katmalıdırlar.

İslam dininin en fazla öne çıkardığı ve islam ana yasasının yürürlükte olduğu dönemlerde kesinlikle taviz vermediği ADALET den ödün vermemeliyiz. Ve unutmamalıyız ki Rabbimiz şöyle buyuruyor: “ Ey müminler, kendinizin, ana-babanızın ve akrabalarınızın aleyhinde bile olsa, adalete sıkı sıkıya bağlı kalınız ve Allah için şahitlik ediniz.” Nisa 135. Dolayısıyla böyle durumlarda islam hukukunun dışına çıkmadan, islam ulemasından cevaz almadan, Müslümanlarla istişare etmeden hareket etmemeliyiz.

Bir diğer husus elimizdeki imkanların ve imkansızlıkların ne olduğunu çok iyi bilmeliyiz. charlio hebdo dergisi örneğine bir bakalım. Bu ahlaksız dergi Müslümanların kendi canlarından, eş ve çocuklarının canlarından daha fazla değer verdikleri peygamberlerine hakaret etti. Yapılan bu eylem kesinlikle kabul edilemez ve basın özgürlüğü (!) gibi saçma bir savunmayla da geçiştirilemez. Şimdi bu sözde derginin böyle büyük bir suçu varken, çok ciddi bir cezayı hak etmişken, bütün dünyanın bu derginin suçunu konuşuyor olması lazımken fatura yine islama ve Müslümanlara kesildi. Ortaya bir etki koyuyorlar bu etkiye verilen bir tepkiyle de suçlarını mağdur tarafa yüklüyorlar. Peki bunu nasıl başarıyorlar?

En başata kendi aralarında ki Siyonizm ve haçlı ittifakıyla, ortaya koydukları hedefleriyle (ki hedefe giden her yolu meşru görüyorlar) ellerindeki medya imkanıyla ve maalesef hepsinden daha çok istifade ettikleri bizlerin cehaletiyle.

Peygamberimize hakaret edenlerin elleri ve dilleri kurusun. Kurudu da. Ne ittifkaları, ne hedefleri ve nede medyaları kendilerine bir fayda sağlayacak.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —