Geçen hafta Asım Öcal’ın Müslümanları aşağılayan, ötekileştiren ve hedef gösteren cehalet dolu yazısına, hedef gösterdiği Müslümanların kimler olduğunu, amaç ve gayelerinin ne olduğunu ifade ederek cevap vermiştim. Bu hafta da kaldığım yerden devam edeceğim.
Öcal, hezeyanlarına şöyle devam ediyor: “Bre cudamlar, bre dini-darlar, bre hadsizler siz kim oluyorsunuz da Bitlis’ten, Urfa’dan gelip Besni halkına din öğretmeye kalkışıyorsunuz. Siz kimin piyonusunuz, kime-kimlere hizmet ediyorsunuz amacınız urubeciliğe militan devşirmek mi, yoksa din kisvesi altında emperyalistlere hizmet etmek mi? Bu rahatlığı kimden, nereden alıyorsunuz, güvenlik güçleri neden seyirci kalıyor? İlla bir terör eyleminde Besni kimliğinin çıkması mı bekleniyor. Adıyaman’ın yaşadıkları Besni’ye de mi yaşatılmak isteniyor? Emniyetin derhal bunların kimlikleri ve kime hizmet ettikleri konusunda bir çalışma hatta açıklama yapması gerekmektedir diye düşünüyorum.”
Allah aşkına şu paranoyak ifadelere bakın ve yaşadığı ruh halini anlamaya çalışın. Şimdi bu saçmalıklara onun üslubuyla cevap verecek olursak;
Peki, siz kim oluyorsunuz da bu insanlara bu şekilde iftiralar da bulunuyorsunuz?
Siz, Besni’nin sahibi misiniz?
Bitlis ten Urfa dan Besni ye gelmek için insanlar sizden vize mi alacaklar?
İnsanların, dinlerinin genişliğini ve darlığını dilinize dolama hakkını ve haddini nereden alıyorsunuz?
Sizin sorduğunuz gibi ben de size soruyorum; siz kimin piyonusunuz? Kime-kimlere hizmet ediyorsunuz?
Amacınız insanları aşağılayarak, ötekileştirerek, hedef göstererek fitne ve fesat ateşini körüklemek mi?
Fitne ve fesatçılara insan kazandırmak mı? Ve böylece emperyalizmin ekmeğine yağ sürmek mi?
% 99 u Müslüman olan bu memlekette Müslümanlara hakaret etme cüretini, rahatlığını kimden nereden alıyorsunuz?
Sizin emniyeti göreve çağırdığınız gibi bende çağırıyorum. Müslüman insanlar sakallarıyla, saçlarıyla tarif edilerek adeta bir terörist gibi lanse edilerek hedef gösterilirken güvenlik güçleri neden seyirci kalıyor?
Bu kadar tahriklerden, aşağılama ve ötekileştirmelerden sonra bu zihniyetteki insanlar hala toplum da fitne ve fesat ateşini körüklemeye devam mı edecekler?
Bu bir provokatörlük değil midir? Soruları çoğaltmak mümkün lakin bu kadarı da yeterlidir.
Dindar olan Besni, bu zihniyet yüzünden hep küçük Moskova diye mi anılacak.
Yeter artık Asım Öcal! çekin elinizi ve dilinizi bu dinin ve dindarların üzerinden.
Diyorsunuz ki, “illa bir terör eyleminde Besni kimliğinin çıkması mı bekleniyor.” Soruyorum size bu ne demek? Müslümanlar terörist mi yani? Bunu mu söylemeye çalışıyorsunuz? Saçıyla, sakalıyla, şalvarıyla Müslümanları tarif edip sonra da bu cümleyi kuruyorsunuz. Gerçekten yazıklar olsun size...
Yine yazının devamında soruyorsunuz;
“Mustafa Kara Camisi idarecileri bu cudamlar sizin adınızı ve yerinizi neden bu kadar rahat kullanıyor? Ne yapıldığı hakkında bilginiz var mı? Bu toleransınız niye?”
Bu sorunuzu da herhalde bu cami yetkilileri cevaplarlar, cevaplamalılar. Cehaletinizden ötürü size demeliler ki, Cami bizim yerimiz değil, Allahın evidir. Camiye gelen kişiler de Allahın misafirleridir. Dolayısıyla bizim bu kişilere gelmeyin deme hakkımız ve haddimiz de yoktur. Ve istedikleri kadar da bu millete dini anlatabilirler. Bu konu da bizler görevlerimizin farkındayız. Sizlerin endişelenmenize ve kaygılanmanıza da gerek yoktur.
Devam edecek...