Şeriban ÖZÇAKMAK – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 10. toplantısı öncesi çağrıda bulunarak, "Sayın Öcalan'ın baş aktör olarak mutlaka komisyon tarafından dinlenmesi gerekiyor. Biz bunu haftalardır söylüyoruz. Bunun da daha fazla zamana yayılmaması gerek. Bu pozitif bir adım olacak ve süreci ilerletecektir. Yoksa bu komisyon kendi varlık gerekçesine uygun bir pratik sergilememiş olacaktır. Bunun da süreci sekteye uğratacağının altını çizmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Komisyon dinlemeleri yaparken kritik olan yasaları konuşması da gerekiyor"
Kürt sorununun çözümünün Ortadoğu'da ve Türkiye'de önemli bir deneyim oluşturacağını vurgulayan Koçyiğit, "Elbette ki Türkiye'de yaşadığımız Kürt sorununun çözümünün özgünlüklerine rağmen temel ortak referans noktaları da vardır. Diyalog, müzakere, konuşmak, barışta ısrar etmek, barışın taraftarını çoğaltmak, barışı toplumsallaştırmak ve ne olursa olsun çözümde ısrar ederek süreci ilerletmek noktasında bize önemli referanslar sunduklarını da ifade etmek istiyoruz. Kürt sorununun çözümünün hem Ortadoğu açısından hem Türkiye açısından özgün ve önemli bir deneyim oluşturacağını; bütün bu deneyimin pozitif, anlamlı, sorununu çözmüş bir ülke deneyimi olarak dünya deneyimleri içerisinde yerini alması gerektiğini de söylemek isteriz. Buradaki temel mesele şudur: Ciddiyete ihtiyacımız var. Somut adımların atılmasına ihtiyacımız var. İyi niyet beyanları önemlidir, anlamlıdır. Çıkılan yol çok önemlidir. Gerçek anlamda kutsal bir yoldur barış yolunun kendisi. Ama bu yolu genişletecek, bu yolu büyütecek, bu yolun menzile varmasını sağlayacak somut ve pratik adımların atılacağı ve herkesin söylediğinin gereğini yapacağı bir pratik süreci de birlikte örgütlememiz gerekiyor. Komisyon 5 Ağustos'tan beri dinlemeler yapıyor ama artık 1 Ekim'e çok az bir süre kaldı. Bütün bu dinlemeler faslının bir an önce ya bir alt komisyon eliyle yürütülmesi ya da komisyonun bu dinlemeleri yaparken eşzamanlı olarak sürecin ilerlemesinde kritik olan yasaları konuşması gerekiyor" dedi.
"Sürecin ilerlemesi için Meclis Komisyonunun sorumluluğunu yerine getirmesi lazım"
Barış sürecinin daha hızlı ilerlemesi için Meclis Komisyonu'nun daha somut adımlar atması gerektiğinin altını çize Koçyiğit, "Bir hakikatin içerisinden, bir hakikatten sonra bu komisyon kuruldu. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla kendisini feshetmiş, silahlı mücadeleye artık noktayı koymuş, silahlarını yakmış bir örgüt gerçeğiyle karşı karşıyayız. Sayın Öcalan'ın çağrısına harfi harfiyen uymuş bir örgüt gerçeğiyle karşı karşıyayız. O zaman, Sayın Öcalan'ın çağrısının derinleşmesi, ilerlemesi ve sonuç alması için Meclis Komisyonunun ve siyaset kurumunun da üzerine düşen sorumluluğu derhal yerine getirmesi gerekiyor. 1 Ekim'den önce, sürecin ihtiyacı olan yasaların genel çerçevesinin en azından bu komisyonda konuşulması ve ihtisas komisyonlarına genel çerçevenin aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu daha fazla ertelenmeyecek, ötelenmeyecek bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Yoksa bu komisyon kendi varlık gerekçesine uygun bir pratik sergilememiş olacaktır. Bunun da süreci sekteye uğratacağının altını çizmemiz gerekiyor" dedi.
Sayın Öcalan'ın komisyon tarafından dinlenmesi sürece güveni artıracaktır
Abdullah Öcalan'ın komisyon tarafından dinlenmesi gerektiğini belirten Koçyiğit, "Süreç ilerlesin istiyoruz, süreç derinleşsin istiyoruz, süreç sonuç alsın istiyoruz; barışa ulaşmak istiyoruz. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesini istiyoruz. O zaman sürecin baş aktörü olan ve bu süreci başlatan çağrısıyla PKK'ye fesih kararı aldıran Sayın Öcalan'ın komisyon tarafından dinlenmesi gerekiyor. Biz bunu haftalardır söylüyoruz. Bu konuda bütün siyasi partilerle tabii ki görüşlerimizi ve düşüncelerimizi de paylaşıyoruz. Ama bunun daha fazla zamana yayılmaması gerektiğinin de altını çizmemiz gerekiyor. Pozitif bir adım olacaktır bu. Süreci ilerletecek, süreci derinleştirecek, sürece güveni arttıracak, sürece toplumsal desteği arttıracak kritik önemli bir eşiğin aşılmasını komisyon bizzat yapabilir. Bunun için de hızlı bir şekilde bir alt komisyon eliyle, belki sınırlı bir heyet eliyle İmralı'ya gitmek ve Sayın Öcalan'ın Kürt sorununun demokratik çözümü konusundaki görüş ve düşüncelerini bizzat kendisinden dinlemek gerekiyor. Bunun çok önemli olduğunun altını çiziyoruz. Bu, sürecin bir gerekliliğidir. Bunu görmezden gelmenin, buna sırt çevirmenin, "öyle ama olmaz" diyerek olmazın teorisini yapmanın sürece katkı sunmayacağını açık ve net ifade etmemiz gerekiyor. Bu konuda bir kararlaşmaya ve netleşmeye ihtiyaç var. Bu daha fazla ötelenecek, 'ama'larla ve 'fakat'larla arkasına cümle sıralanacak bir başlık değildir bizim açımızdan. Hızla yapılabilecek, mutlaka yapılması gereken, ilk elden yapılması gereken somut adımlardan birisidir" şeklinde konuştu.
"Komisyon, sürecin ilerlemesi için elini korkusuzca taşın altına koymalı"
Barış sürecinde ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin çerçevesinin artık konuşulmaya başlanması gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, "İki temel talebimiz var: Birincisi hızlı bir şekilde komisyonun adaya gitmesi ve sürecin baş aktörü olan Sayın Öcalan'la görüşmesidir. Komisyonun, sürecin ilerlemesi için elini korkusuzca taşın altına koymasının ve toplumsal anlamda bunun doğruluğunu anlatacak mekanizmalar kurmasının hayati olduğunu düşünüyoruz. İkincisi, 1 Ekim'e çok az bir zaman kaldı ve hızlı bir şekilde sürecin ihtiyacı olacak yasal düzenlemelerin çerçevesini konuşmaya başlamamız, bu konuda da hızla ilerleme sağlamamız gerekiyor. Bugün CHP, Yeni Yol Grubu, Meclis'te grubu bulunan diğer partiler ve beş bağımsız milletvekilinin de ortak imzasıyla Anayasa Mahkemesine, zeytinlikleri maden şirketlerinin talanına açan yasanın iptali için başvuruda bulunduk. Yani 7554 Sayılı Yasa için. 19 Temmuz'da Genel Kurula gelmişti ve 24 Temmuz'da da Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Daha önce 9 defa Meclis'e gelen ve halkın itirazıyla, muhalefetin itirazıyla geri püskürtülen bu talan yasasına karşı hem Meclis'te hem sokakta halkımızla, yaşam hakkı savunucularıyla, toprağını savunan insanlarla beraber mücadele ettik. Bugün de AYM'ye başvurarak hem yürütmenin hızla durdurulması gerektiğini hem de bu yasanın Anayasa'ya aykırılık nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini söyledik. Başvurumuzu yaptık. Umuyoruz ve diliyoruz ki Maden Kanunu'nda, Orman Kanunu'nda, Zeytinliklerin Korunması Kanunu'nda ve Çevre Kanunu'ndaki birçok temel düzenlemeyi, geri dönülmesi zor şekilde tahrip edici olan bu değişiklikleri Anayasa Mahkemesi iptal edecek. AYM'nin yaşamdan, doğadan, insandan ve geleceğimizden yana, ekosistemden yana bir karara imza atacağını ummak istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
Kaynak : PHA