Tarih: 20.11.2025 17:24

DEM Parti’den ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ mesajı: ‘Deprem sonrası Adıyaman’da çocuklar en ağır bedeli ödüyor’ - Videolu Haber

Facebook Twitter Linked-in

DEM Parti Adıyaman İl Başkanlığı, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin (ÇHS) kabulünün üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen hem dünyada hem Türkiye'de çocukların en temel haklarına erişemediği belirtildi. Açıklamayı yapan DEM Parti Adıyaman İl Eş Başkanı Gönül Şahin, Türkiye'nin sözleşmenin 17., 29. ve 30. maddelerine koyduğu çekinceler nedeniyle çocukların anadilde eğitim, kültürel kimliklerini yaşatma, bilgiye erişme ve demokratik eğitim haklarının sınırlanmaya devam ettiğini ifade ederek, çocuk haklarının "bir lütuf değil, devletlerin yerine getirmek zorunda olduğu evrensel yükümlülükler" olduğunu vurguladı.

"Savaşlar, En Çok Çocukların Yaşamına Mal Oluyor"

Açıklamada Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde süren savaşlar, işgaller ve şiddet politikalarının en çok çocukların yaşamına mal olduğu belirten Şahin, "Hiçbir çocuk savaşın tarafı değildir. Savaş politikaları, işgal ve şiddet düzeni çocukların yaşam hakkını hedef aldığı için insanlık suçudur" ifadelerini kullandı.

"Mevcut Politikalar, Çocukları Korumuyor"

Şahin, Türkiye'de çocukların yoksulluk, beslenme yetersizliği, çocuk işçiliği, okulda şiddet, ayrımcılık ve ana dilde eğitim hakkının tanınmaması gibi sorunların yükünü taşımaya zorlandığına dikkat çekerek, "Bu tablo, mevcut politikaların çocukları korumadığını, aksine görünmez kıldığını göstermektedir" dedi.

"Deprem Bölgesi Adıyaman'da Eşitsizlik Daha da Arttı"

6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman'da çocukların yaşamının daha da zorlaştığına dikkat çeken Şahin, "Geçici ve prefabrik okul yapıları, Hijyen, ulaşım ve ısınma sorunları, Kalabalık sınıflar ve oyun alanı eksiklikleri, Yetersiz psikososyal destek çocukların eğitim ve güvenlik hakkını tehdit etmektedir" dedi.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) 20 Kasım 1989'da kabul edilmiş; Türkiye ise sözleşmeyi 1990'da imzalamış, 1995'te yürürlüğe koymuştur. Ancak devlet, sözleşmenin 17., 29. ve 30. maddelerine koyduğu çekincelerle çocukların anadillerinde eğitim görme, kültürel kimliklerini yaşatma, bilgiye özgürce erişme ve demokratik-çoğulcu bir eğitim alma haklarını sınırlamaya devam etmektedir.

Aradan 35 yıl geçmiş olmasına rağmen hem dünyada hem Türkiye'de çocuklar hâlâ en temel haklarına ulaşamamakta; eşitlik ve adalet talepleri görmezden gelinmektedir. DEM Parti olarak bir kez daha vurguluyoruz:

Çocuk hakları bir lütuf değil, devletlerin yerine getirmek zorunda olduğu evrensel ve vazgeçilmez yükümlülüktür.

Savaşlar ve Çatışmalar: En Ağır Bedeli Çocuklar Ödüyor

Ortadoğu'da, Türkiye'nin yakın coğrafyasında ve dünyanın pek çok bölgesinde süren savaşlar, işgaller ve şiddet politikaları en çok çocukların yaşamına mal olmaktadır.

Binlerce çocuk öldürülmüş, sakatlanmış, yerinden edilmiş ve eğitim hakkından kopartılmıştır.

Hiçbir çocuk savaşın tarafı değildir. Savaş politikaları, işgal ve şiddet düzeni çocukların yaşam hakkını hedef aldığı için insanlık suçudur.

Biz DEM Parti olarak savaşın değil barışın, yıkımın değil yaşamın, inkârın değil hakların savunucusu olmaya devam edeceğiz.

Türkiye'de Çocuk Hakları: Eşitsizlik ve Ayrımcılık Derinleşiyor

Türkiye'de çocuklar;

Yoksulluğun, beslenme yetersizliğinin,

Çocuk işçiliğinin ve MESEM adı altında yürütülen emek sömürüsünün,

Okullarda şiddet, istismar ve ayrımcılığın,

Anadilde eğitim hakkının tanınmamasının,

Bölgesel eşitsizliklerin yükünü taşımaya zorlanmaktadır.

Devletin koruma mekanizmaları yetersizdir ve milyonlarca çocuk bir öğün sağlıklı yemeğe bile ulaşamamaktadır. Bu tablo, mevcut politikaların çocukları korumadığını, aksine görünmez kıldığını göstermektedir.

Deprem Sonrası Adıyaman: Eşitsizlikler ve Yoksulluk Daha da Derinleşti

6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman'da çocukların yaşamı ciddi biçimde zorlaşmış, eğitim hakkı ağır yara almıştır. Hala;

Geçici ve prefabrik okul yapıları,

Hijyen, ulaşım ve ısınma sorunları,

Kalabalık sınıflar ve oyun alanı eksiklikleri,

Yetersiz psikososyal destek çocukların eğitim ve güvenlik hakkını tehdit etmektedir.

Bu koşullar tesadüf değil; merkezi yönetimin deprem politikasının ve ayrımcı uygulamalarının sonucudur.

Adıyaman'da MESEM ve Çocuk İşçiliği: Yoksulluğun Değil, Politikanın Sonucu MESEM uygulamaları çocukları ağır işlerde çalışmaya itmekte, okuldan koparmakta ve güvencesiz emek sömürüsünü kurumsallaştırmaktadır. Depremle derinleşen yoksulluk nedeniyle çocuklar mevsimlik tarım işçiliğine, sokakta çalışmaya ve kayıt dışı işlere yönelmek zorunda kalmaktadır.

DEM Parti olarak diyoruz ki:

Çocuk işçiliği kader değildir; yanlış politikaların ürünüdür.

Bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek, Adıyaman için acil bir zorunluluktur,

Çocukların bir öğün sağlıklı yemeğe erişimi bir sosyal destek değil, bir haktır.

Adıyaman'da, deprem sonrası yoksulluğun yükseldiği koşullarda ücretsiz yemek uygulaması derhal hayata geçirilmelidir.

DEM Parti olarak taleplerimiz açık ve net;

Deprem bölgesinde kalıcı, güvenli, nitelikli ve erişilebilir okul yapıları hızla tamamlanmalıdır,

Adıyaman'daki tüm çocuklara bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek sağlanmalıdır,

MESEM uygulamaları çocuk emeğini sömürmeyecek şekilde yeniden düzenlenmeli ve denetlenmelidir,

Türkiye'nin Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne koyduğu çekinceler kaldırılmalıdır,

Çocuk işçiliğiyle kararlı ve bütünlüklü mücadele yürütülmelidir,

Tüm çocuklara anadilde eğitim hakkı tanınmalıdır,

Şiddet ve istismarı önlemek için bağımsız, etkin ve güçlü koruma mekanizmaları kurulmalıdır,

Çocukların eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitime erişimi devlet güvencesi altına alınmalıdır,

Savaş politikalarına son verilmeli; çocukların barış içinde, özgürce ve güvenle yaşayabileceği bir ülke inşa edilmelidir.

Son söz;

Çocuklar geleceğin değil, bugünün öznesidir.

Onları yoksulluğa, savaşa, sömürüye, ayrımcılığa ve inkâra mahkûm eden her uygulama insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

DEM Parti olarak, çocukların ana dillerinde, kimlikleriyle, barış içinde, eşit ve özgür bir yaşam sürebildiği demokratik bir ülke ve gelecek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."

Kaynak : PERRE




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —